2009 yılında Bitcoin kullanıma sunulduğunda dünyada henüz kripto para kavramı hiç kullanılmamış, hiç var olmamıştı. O güne değin para kavramının tek bir tanımı, tek bir biçimi mevcuttu. Fakat Bitcoin’in kullanıma sunulmasının ardından para kavramı yepyeni bir tanımla ve yepyeni bir biçimle “çatallandı”. Artık dünyada iki farklı tür para vardı: İlki, binlerce yıldır kullanılan konvansiyonel para; diğer ise, para kavramını yeni baştan târifleyen kripto para.
Konvansiyonel para ile kripto paranın farkını canlılar üzerinden bir analoji ile anlatmak gerekirse; konvansiyonel para hayvan iken, kripto para ağaçtır. Nasıl ki bir hayvan kafasına, kalbine, gövdesine alacağı tek darbe ile kolayca ölüyorsa, konvansiyonel para da devletine, para sistemine ya da mevzuatına alacağı tek darbe ile kolayca ölüverir. Fakat nasıl ki bir ağacın dalını ya da dallarını, hattâ gövdesini kesmenize rağmen, canı her noktasına bir merkez olmaksızın dağılmış olmasından ötürü, kesildiği yerden yeniden sürgün veriyorsa ve ölmüyorsa, kripto para da her türlü darbeye rağmen hayatına devâm eder. Elbet her ağaç gibi, kripto paranın da ölüme gideceği bir nokta var. Fakat bunun gerçekleşmesi o kadar zor ki, konvansiyonel para kripto paranın yanında çok kırılgan ve dayanıksız kalıyor. Bir ağacın susuzluktan kuruması için haftalarca, aylarca susuz kalması gerekirken, en dayanıklı hayvanlar bile susuzluğa bir ağaç kadar dayanamaz. Ekonomide uzun süren durgunluk konvansiyonel parayı bitirir fakat aynı durgunluğa kripto paranın dayanma gücü çok daha fazladır. Çünkü ekonomik durgunluk merkezî yapıyı vurur ve merkezî yapının gördüğü zarar konvansiyonel paraya yazılır. Fakat kripto paranın merkezi olmamasından ötürü, kripto paranın ekonomik durgunluğa karşı esnekliği ve alternatifi çok daha fazladır.
Konvansiyonel paranın tüm planı, fikri, hâfızası ve idâresi tek bir “beyinde” toplanmış olduğundan, hem hareket ve görüş alanı çok kısıtlı hem de beynin ömrü, sağlığı ve kapasitesi ile sınırlıdır. Oysa kripto paranın fikri, hâfızası ve idâresi tüm gövdesine dağılmış, her zerresine taksim edilmiştir. Bu nedenle kripto paranın hareket ve görüş alanı gövdesince geniştir.
Konvansiyonel para, tek elden üretildiği ve yönetildiği için, dünyanın farklı yerlerinde kök salamaz, başka yerlerde tutunamaz. Anca ya göç eder ya turist gibi dolaşır ya da asalak gibi yayılır. Oysa kripto para, kimlik ve coğrafya fark etmeksizin herkesin ortak üretimiyle ve yönetimiyle var olduğundan, dünyanın her yerine adapte olur, kök salar, âit olur. Hiç kimse, hiçbir devlet tek başına kripto parayı piyasadan çekemez, kapatamaz, yok edemez. Oysa konvansiyonel paranın yok edilmesi için o parayı üreten ve piyasaya süren devletin tek sözcüğü yeterlidir.
Konvansiyonel para ile kripto para arasındaki farklar bunlarda ibâret değil elbet. Daha birçok feslefî, hukukî, ekonomik, politik ve teknik farklar mevcut. Henüz yolun çok başında olan kripto para yayıldıkça ve daha geniş kitlelerce benimsendikçe bu farklar daha da artacak ve derinleşecek. Aslında kripto para projelerinin -birkaç istisnâ hâriç olmak üzere- konvansiyonel paranın yerini almak gibi bir iddiâları yok. Kripto para projeleri genel olarak konvansiyonel para ile birlikte var olmayı baştan kabûllenerek yola çıkıyorlar. Fakat kripto paranın varlığı bile, aslında kadîm para sistemine güçlü bir alternatif sunmaya yetiyor. Bunun farkında olan devletlerin ve geleneksel kurumların kripto para olgusuna karşı soğuk bir tavır gösteriyor olması anlaşılabilir bir durum. Fakat bu devletler ve geleneksel kurumlar bile artık kripto para olgusuna karşı ilgisiz kalamıyor.
Çünkü dünya değişiyor, değişecek.
Yayın organı: Gazetelink
Yayın târihi: 16.12.2019
Adres: https://www.gazetelink.com/kripto-paralar-ve-on-yargilar-oguz-evren-kilic/