Kripto para olgusunu yaratan Bitcoin, ilk adımıyla birlikte bir ezberi daha bozdu: Bitcoin’in herhangi bir sâhibi, patenti, bağlı olduğu bir şirket, sivil toplum örgütü ya da devlet yoktu. Hâlâ yok. Bitcoin’i bir proje olarak var eden kişi ya da kişiler hep anonim kaldı. Bu anonimliğin nedeni, kripto parayı yaratan felsefenin bir dışavurumudur. Merkezî ve sâhipli ekonomik enstrümanlardan farklı olarak, merkezî olmayan ve sâhipsiz bir ekonomik enstrüman yaratılması, bu anonimlik sâyesinde gerçekleşti.
Fakat Bitcoin’den sonra ortaya çıkan kripto paraların hiçbiri, Bitcoin gibi bir anonimliğe sâhip değil. Bitcoin hâriç diğer tüm kripto paralar, birer şirkete, kişiye, sivil toplum örgütüne ya da devlete âit. Blockchain teknolojisi üzerine kurulu olduklarından, hemen hepsi teknik olarak merkezîyetsiz fakat sâhiplik açısından hepsinin bağlı olduğu bir yer var. Bu sâhiplerin büyük çoğunluğu şirket. Bu şirketler genelde ihraç ve ârz ettikleri kripto parayı daha büyük bir ya da birkaç proje için ya kitle fonlaması amacıyla ya da o projedeki bir araç olarak kullanıyor.
Kripto paraların bu sâhipliği aslında sistem için son derece olumlu. Zîrâ bu sâhiplik sâyesinde kripto paraların konvansiyonel ekonomik sistemle entegrasyonu sağlanıyor. Hukukî bir muhatabın varlığı, o kripto para üzerinde karar verici bir mekanizmanın bulunması, o kripto paranın ekonomik varlığını sürdürebilmesi için gerekli ekonomik faaliyetlerin gerçekleştirilmesi gibi birçok hususta hem piyasaya hem devletlere güven telkin ediyor.
Bitcoin’in anonimliği ise bu noktada önem kazanıyor: Kripto para sistemini konvansiyonel sistemden ayıran temel felsefenin devâmlılığı Bitcoin’in anonimliği üzerinden sağlanıyor. Bitcoin, kripto para sisteminin temel para birimi olarak varlığını devâm ettirebiliyor olmasını bu anonimliğine borçlu. Çünkü diğer tüm kripto paralar sâhiplik bağlarını yitirmeleri ile varoluş problemi yaşayabilecek iken, Bitcoin’i “kapatmak” imkânsız. Çünkü bir kapatma düğmesi yok. Açma anahtarı anonimliğin bilinmezliğine atılıp kaybolup gitmiş olduğundan, artık Bitcoin’in herhangi biri tarafından sâhiplenilmesi ve yönetilmesi imkânsız.
Bitcoin’in bu anonimliği, bir yandan altının anonimliğine benzetilebilir. Altın, topraktan çıkarılıp elde edilmedikçe kimsenin değildir. Aslında altını işleyip, herhangi bir şekle sokup, üzerine isim, logo vb. kazısanız bile, altın özü itibârı ile, mâden hâli ile hâlâ sâhipsizdir. Kolayca eritilip, anonim hâline dönüştürülebilir. Fakat konvansiyonel para, üzerindeki imzâlar, filigranlar, kodlar olmaksızın kâğıt parçasından ibârettir. Konvansiyonel para, sâhipli olması ile var olur, bununla ekonomik anlam ve değer taşır. Bitcoin ise altına benzer: Bitcoin mâdenciliği ile çıkartılmayan bitcoinlerin hiçbiri sâhipli değildir. Satın alınan ya da mâdencilikle çıkartılan bitcoinler de özü itibârı ile sâhipli değildir. Sâdece kişilerin zilyedinde bulunur.
İşte bu bağlamda dünyadaki birçok hukukçu ve ekonomist, Bitcoin’i dijital altın olarak nitelendirmekteler. Diğer kripto paralar ise sâhipli olduklarından dolayı dijital altın olarak nitelendirilmiyorlar. Bunlar için daha çok hisse senedi, kitle fonlaması payı vb. tanımlamalardan bahsediliyor. Bitcoin’in dijital altın olarak nitelendirilmesi ise Bitcoin’in hukukî statüsünü diğer kripto paraların hukukî statüsünden farklılaştırıyor.
Bitcoin’in anonimliğinin bir başka hukukî sonucu da, Bitcoin hakkında yapılacak hukukî ve idârî düzenlemeler için bir hukukî muhatap bulunamaması. Devletlerin 11 yıldır Bitcoin konusunda ortak bir karara varamamış olmasının en büyük nedeni bu. Hiçbir devlet, hiçbir yasa yapıcı, hiçbir yetkili kurum, hiçbir hukukçu, hiçbir ekonomist Bitcoin hakkında yapılacak düzenlemeler ile ilgili görüşebilecekleri, müzâkere edebilecekleri bir muhatap bulamıyor. Klasik siyâsal ve hukukî sistem, bu anonimlik karşısında tıkanıp kalıyor. İşte bu yönüyle Bitcoin, küresel siyâsal ve hukukî sistemi de dönüştürücü güce sâhip. Yıllardır bunca devlet, bunca uzman Bitcoin meselesinin içinden çıkamıyor. Davos’ta düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’nda artık bu konuyla ilgili daha organize ve kapsamlı bir çalışma yürütülebilmesi için küresel ölçekte büyük bir çalışma grubu, bir konsorsiyum kuruldu. Bu konsorsiyuma sâdece devletler, yetkili kişi ve kurumlar değil, birçok iş insanı, ekonomist, düşünür de dâhil. Çünkü Bitcoin konusunu 11 yıldır konvansiyonel yöntemlerle çözmeye çalışıp defâlarca duvara toslayan sistem, artık bu konuyu farklı şekilde ele alması gerektiğini idrâk etti ve kabûllendi.
Özetle; Bitcoin’in dünyayı dönüştürücü gücü anonimliğidir. Diğer kripto paraların dünyayı dönüştürücü gücü ise yarattıkları devâsâ ekonomik büyüklük, devâsâ potansiyel ve temellerini oluşturan büyük projelerdir. Bitcoin ile diğer kripto paralar arasındaki temel fark buradadır.
Yayın organı: Gazetelink
Yayın târihi: 03.02.2020
Adres: https://www.gazetelink.com/bitcoin-ve-diger-kripto-paralar-oguz-evren-kilic/