İlk kripto para olan Bitcoin’in piyasaya sürüldüğü 2009 yılından bugüne değin kripto paralar konusunda en çok konuşulan konuların başında, kripto paraların birer ponzi sistemi olup olmadığı geliyor. Bu son derece ağır ithâmın kripto paralar için kullanılıyor olmasının birkaç nedeni var. Öncelikli neden, ne yazık ki daha yolun başında, Bitcoin odaklı yaşanan Silk Road ve Mt. Gox gibi skandallar. Henüz çok yeni bir teknoloji, yeni bir ekonomik enstrüman ve “boyundan büyük” şeyler va’d eden bir proje olan Bitcoin’in bu tür olumsuzluklarda adının geçmesi bile, kripto para olgusunun gerçekten ne olduğunu anlamaktan uzak şüpheci kitleleri derin bir şüphe batağına itmeye yetti. Dahası, kripto para olgusunun varlığına katlanamayan statükocu kesim için bu skandallar birer ateşli propaganda malzemesi oldu.
Peki, kripto paralar için “Ponzi sistemi” ithâmında bulunanlar ne kadar haklılar?
Öncelikle Ponzi sisteminin ne olduğuna bakalım. Ponzi sistemi ya da şeması, adını 1920’lerde yarattığı kâr payı dağıtım sistemi ile duyuran ve sonrasına bu sistemi kısa sürede çöken ve arkasında “dolandırılmış” on binlerce kişi bırakan Charles PONZI’den alıyor. İtalyan göçmeni bir Amerikalı olan Ponzi, bugünkü Ponzi şemalarına kıyasla, çok daha basit ve “mâsum” bir sistem kurmuştu. 1929 buhranını henüz yaşamaktan uzak olan ABD’de, iyi giden ekonominin doğal bir sonucu olarak, fâizler düşük seviyelerde seyrediyordu. Yatırım yapmak ve parasını biraz daha hızlı büyütmek isteyen kişiler, bankalar tarafından verilen fâiz oranlarından memnun değildi. Bunu fark eden Ponzi, kendisine belirli bir miktarda para getiren kişilere piyasanın üzerinde fâiz vereceğini, her yeni gelen kişiye ise bir öncekinden daha fazla fâiz vereceğini söyledi. Aslında olan şey, önceki gelen kişiye vereceği parayı, sonraki gelen daha fazla sayıda kişinin parasından ödemekti. Sistemin matematiksel olarak sürdürülebilir olmadığı gün gibi açıktı. Fakat sisteme dâhil edilen kişiler bu para döngüsünden habersizdi. Onlar, Ponzi’nin yaptığı yatırımlar sâyesinde sermâyelerinin büyüdüğünü düşünüyorlardı.
Bugün ülkemizde ve dünyada sayısız Ponzi şeması var. Charles PONZI’den bugüne Ponzi şemaları çok çeşitlendi ve çok daha karmaşık hâle geldi. Bugünkü şemaları görse gurur duyar mıydı bilinmez ama Charles PONZI’nin başlattığı sistem, hâlâ çok etkin şekilde kullanılıyor.
Ponzi sistemi neredeyse her ülkede dolandırıcılık suçunun bir türü olarak hukuken hükme bağlanmış durumda. Bu konuda yetkinleşmiş kolluk kuvvetleri, yargı makâmları ve uluslararası kamu denetim mekanizmaları mevcut. Tabii kaçan kovalanır ilkesinden hareketle, önde koşan, bir adım önde olan her zaman Ponziciler oluyor. Ponziciler yeni bir yol îcâd ediyor, devletler peşine düşüyor. Hâl böyle olunca, kamu otoriteleri tanımadıkları ve bilmedikleri birçok yeniliğe karşı biraz şüpheci yaklaşıyor.
Ponzi sistemi kurmak için gereken 3 şey var:
1- İnsanların size verecekleri parayı onlara kısa sürede fazlasıyla nasıl geri vereceğiniz konusunda onları iknâ edecek bir kâr üretim planı.
2- İnsanlara paralarını fazlasıyla geri vereceğiniz konusunda onlara güven veren, onlara kanlı canlı ispat sağlayan bir “kazanmışlar ordusu”.
3- İnsanlara bâzı yaşamsal soruları sordurmayı unutturacak güçlü bir illüzyon ve motivasyon.
Aslında bu hususlar, Charles PONZI’den yüzlerce, binlerce yıl öncesinde bile kullanılan, basit ama etkili dolandırıcılık yöntemlerinin temelini oluşturuyor. Ponzi sistemini diğer dolandırıcılık sistemlerinden ayıran temel husus, bunun bir kazanç piramidi şeklinde organize edilmesi ve yönetilmesi. Hukukta “tipiklik” olarak adlandırılan özgün nokta tam olarak burası.
Bu noktadan hareketle, kripto para olgusunun tek başına ponzi sistemi olarak gösterilmesi büyük bir haksızlık ve hattâ kötüniyetli bir yaklaşım. Ponzi sisteminin ilk unsuru olan “kâr üretim planı” çerçevesinde insanlara sunulacak herhangi bir ürün, hizmet, ekonomik faaliyet tek başına dolandırıcılık faaliyetini yaratamaz. Örneğin; insanlara tavuk yumurtası ve inek sütü üreterek kazanç sağlanacağını, yapacakları ödeme karşılığında bu kazançtan kâr payı dağıtımı sistemine dâhil olacaklarını, bu sisteme başkalarını kazandırırlarsa alacakları kâr payının artacağını söylerseniz, bu kazanç şeması bir ponzi şeması olur fakat tavuk yumurtası ile inek sütü dolandırıcılık faaliyetinin kendisi olmaz. Her şey, aklınıza gelebilecek ve gelmeyecek her şey, ponzi sisteminde bir kazanç unsuru olarak sunulabilir. Kripto paraların var olmasında çok önce ortaya çıkmış olan ponzi sisteminde akla hayâle gelmeyecek ürünler, hizmetler ve ekonomik faaliyetler dolandırıcılık nesnesi olarak kullanıldı. Fakat hiçbir şey, ponzi sisteminin fâili olarak ithâm edilmedi. Bu nedenle kripto para olgusunun tek başına ponzi sistemi olmakla ithâm edilmesi en hafif tâbiri ile deli saçmasından ötesi değil.
Kripto para piyasasının ortaya çıktığı günden beri piyasada yaşanan devâsâ sıçrayışlar, çok kısa sürede kazanılan çok büyük miktarda para, piyasanın sâdece 8 yıl içinde hiç yoktan 800 milyar dolar gibi devâsâ bir büyüklüğe ulaşmış olması birçok kişi için inanılması güç bir gerçeklik iken, kurulu düzenlerinin değişmekte olduğunu gören ve bundan hiç mutlu olmayan statükocular için ise gerçek bir baş ağrısı oldu. Bu nedenle kripto para olgusuna karşı ileri sürülen ponzi sistemi iddiâlarının bu şaşkınlar ya da statükoculardan geliyor olması beni şaşırtmıyor. Üzerinde her türlü yasal ve idârî denetimin sıkıca uygulandığı, hem küresel sermâyenin hem de devletlerin iplerini elinde tuttuğu konvansiyonel hisse senedi piyasalarında bile dönem dönem yaşanan sıçramalar ve dahi hisse senedi denilen olgunun varlık sebebi düşünüldüğünde, kripto paralara karşı ileri sürülen ponzi sistemi ithâmının hukuken ne kadar anlamsız ve karşılıksız olduğu görülüyor. Yakın zamanda regülasyon kapsamına alınması beklenen kripto para piyasasının bu regülasyonlardan sonra artık bu tür saçma iddiâların muhatabı olmayacağını ayrıca belirtmekte fayda var.
Özetle; kripto para olgusu tek başına ponzi sistemi değildir, olamaz. Ponzi sistemi kurmak için kripto para olgusunu kullananlar mevcuttur ve bunlar ponzi şemalarının kazanç sağlayan ürünü için kripto para yerine makyaj malzemesi ya da elektrik süpürgesi de kullanıyor olabilirlerdi. Kripto para projesi olarak ortaya çıkan ponzi şemaları, kripto para olgusunun ve kripto para piyasasının kötüye kullanımından fazlası değildir.
Yayın organı: CoinTurk
Yayın târihi: 18.01.2020
Adres: https://coin-turk.com/bitcoin-ve-kripto-paralar-ponzi-sistemi-mi